ÇERMİK DAĞLARI

Heykel’den üç çakıl taşı düşer yüreğimin ortasına
Hüzünlenir kalırım
Bir Ermeni genç dolanırmış yamaçlarında
Kutsal ziyaret Pirdos'da
Elinde üç çakıl taşı
Üç dilek
Kayaya vurulmuş üç vuslat…

Yanı başında
Nenemin sırdaşı Da Êyş‘ in,
biriciği,
dünyası
Şeyh Feyzi yatar.
Âmâ gözleriyle
„Derikli değil buralıyım“ der…

Marğuda,
İkiye yarılır Kalecik dağları
Bir yol Siverek’i gösterir
Kurak ve susuz toprakları
Diğeri yeşil gözlü Çermik kızını
Halilan Sulama Göletini
Biraz daha gidince sağında kalır Petekkaya sırtları
Az illeride, solunda, delinmiş kayalar konuşur seninle…

Kinini
Öfkesini
Sonra kör olasıca fukaralığını
İki lokma fetir ekmeğinin günahını
Taşa dönmüş bedeni ile
Bin yıllardır yüzüne yüzüne vurur
Kundaktaki bebe
Buna rağmen Gerdanında
İspirto moru kardelenler taşır Gelincik dağı
Kolyesi Gaban Kral Yolu
Kayadan yontulmuş basamakları
Hemen önü yeşilimsi Dravşa Bağları
Bağların altı, üç gözlü köprünün yıkıntıları...

Çaldıran'dan buyan
Yıkık- virandır Çermik Kalesi
Halini hatrını soran olmaz
Çatladı çatlayacak gibi olur bağrı
Bundandır artık beton bentlere sığmaz...

Aşukar dik ve yüksektir
Eteklerinde evliya yatar
Ayaklarının dibinde büyük nenem
Bir çaput asarlar ağacın dalına
Yel Piyarında
Bir dilek, yeşil atlastan
Sonra mübarek olup çıkar Allah-u Teala‘nın katına...

Kenan Esmer
Mayıs 2017
-Frankfurt-