12.04.2019
Seçimden
sonra herkesin birbirine sorduğu soru; HDP’nin Çermik’te belediye
başkanlığını neden kazanamadığıdır. Zira geçen seçimde AKP‘ ye yakın oy
alan tek parti HDP’ydi ve bu seçim, Çermik AKP yönetiminde oluşan
çatlaktan dolayı, HDP’nin alacağına kesin gözü ile bakılıyordu. Bu
yüzden, bazıları için süpriz oldu, bazıları için ise beklenen sonuçtu
diyebiliriz.
Aranızda;
bunu analiz etmek uzaklardan sana mı düştü? Veya „uzaktan sen burada
nelerin yaşandığını nelerin döndüğünü nereden bileceksin ki yazıyorsun“
diyecekler olacaktır. İşte tam da onlara yazıya başlamadan önce bir
örnek ile kısaca bir cevap vereyim ki, bu soruyu sorma zahmetinde
bulunmasınlar.
Bu arada HDP il ve ilçe örgütlerinin de özeleştirisel yaklaşıp, çıkan
sonuçlar üzerine kafa yoracaklarına eminim. Zira özeleştiri ilerlemenin
koşuludur…
Üniversitedeki
matematik profesörüm, tahtada yaptığımız işlemlerden sonra bize her
zaman, iki adım geri gidip, yaptığımıza uzaktan bakmamızı söylerdi.
Bazen tam önünde durduğunuzu göremeyebilirsiniz. İki adım uzaktan ise
görme imkanınız olur derdi.
İşte ben de şu an onun söylediğini yapıyorum. İki adım uzaktan bakıyor
ve yazıyorum…
Çermik’teki
siyaseti takip edenler, Çermik‘te partilerin değil (HDP hariç)
şahısların seçildiğini bilirler. Bu yıllardır böyledir. Kimine göre iyi
kimine göre de yanlış bir seçme şekli olabilir. Bence bu, aslında
dünyanın bir çok yerinde yapılan en mantıklı seçme biçimidir.
Avrupadaki seçmenler de keza aynı şekilde adayların profiline bakarak
oy verirler. Tabii istisna seçmenler hariç. Onlar bir partiye körü
körüne bağlıdırlar ve aday kim olursa olsun partileri için ona oy
verirler. Bu noktada aslında Çermik’in avrupa standartlarında oy
verdiğini söyleyebiliriz. Yalnız aradaki tek fark, Avrupa’da aile,
dost, arkadaş ilişkisi için değil de, birebir adayın profili tartılarak
oy verilir.
Yakın
siyasi tarihimizden somut bir örnek verecek olursak.
Eski belediye başkanı Katip Mehmet 2009‘da DSP den aday olmuş ve % 47,8
oy ile kazanmıştı. AKP iktidar partisi olmasına rağmen ancak % 25.1 oy
alabilmişti. DTP o seçimde % 24.4 oy ile üçüncü parti olmuştu.
Katip Mehmet 2014 yerel seçimlerinde ise AKP den oturmuş ve bu defa da
% 46.6 oy ile yine kazanmıştı. Yani hangi partiden aday oluduğu pek
önem arz etmemişti.
HDP seçmeninde bu biraz farklıdır. HDP ye oy verenler, genelde diğer
güneydoğu illerinde ve metropollerde olduğu gibi, bir siyasi düşünceye
oy verirler ve tam tersine adayın kim olduğu - istisnalar hariç - çok
da önemli değildir. Gerçek HDP seçmeni kararlı ve mazbuttur. Yani diğer
partilerin aksine, HDP’nin taban olarak bir oy potansiyeli her zaman
mevcuttur. Buna Çermik’te dahildir. Ha belki bir Cizre kadar oy
potansiyeli yoktur ama % 15 - 20 arası potansiyeli her zaman olmuştur.
Hatta HDP’nin Çermik’te 6000 taban oyu olduğunu söyleyenler bile vardır
ve bu da % 25‘e tekabül eder. Bu oy oranına seçilecek adayların
tanınmışlık, eş-dost, akraba, tanıdık oyları da eklenince, diğer
seçimlerde de görüleceği gibi, rahatlıkla % 40 ‚ın üstüne çıkma
potansiyeli Çermik’te de vardır.
AKP’nin
bu seçimde Çermik’te % 40.07 ile belediye başkanlığını kazandığını
gözönünde bulundurursak, pekala % 40 ile Belediye başkanı
seçilebilinirdi. Elbette ki 2014’ün ruh halini bugün ile tam olarak
kıyaslayamayız. Zira bir çözüm süreci dönemiydi ve her iki partinin de
oyları üst seviyedeydi.
Çözüm sürecinin Çermik seçimleri için çok etkisi olduğunu düşünmüyorum.
Türkiye genelinde HDP’nin oylarında artış oldu fakat, Çermik’te tam
tersine, o seçimde, HDP’nin taban oylarında bilinen gerekçelerden
dolayı bir gerileme vardı . Hülasa, şahıslar için verilen oylarda,
Çermik halkının, genel siyasete bakıp oy verdiğini zannetmiyorum…
HDP
nin oy kaynağını iki guruba ayırabiliriz:
1. HDP nin parti olarak tabanından aldığı oy
2. Adayın tanınmışlığına bağlı alınan oylar
HDP
nin Çermik’te aldığı oylar, adaya göre değişkenlik gösterebiliyor.
Geçen seçimlerde bu yaşandı.
Mesela 2009 da HDP (BDP) % 24.4 oy almıştı. O seçimde Avukat Suna
adaydı. Tanınmış olmasına rağmen kazanamadı. Doğrusunu söylemek
gerekirse, bir bayan aday için, feodal zihniyetin halen hüküm sürdüğü
bir ilçede, % 24.4 den fazla bir sonuç beklenemezdi. Yani HDP tabanı
dışında başka kesimlerden oy alamadı.
2014
de HDP (BDP) % 42 oy almıştı. Her nekadar eş başkan modeli ile seçime
girildiyse de, aday olarak Polat, tanınmış bir adaydı. Yani HDP’nin
taban oylarının yanısıra - ki burada parti içindeki sorunlardan dolayı,
taban oylarında bir düşüş olduğu kanısındayım - şahsına verilen % 25 ye
yakın oy vardı. Rakibi ise, iki dönem belediye başkanlığı yapmış, bir
belediye başkanıydı.
Belediye
başkanının yaptığı hamle de stratejikti. AKP’nin parlak döneminde AKP
den aday olmuştu. Ondan önceki iki dönem DSP’den otumuştu ve AKP
seçmenini karşısına almıştı. Fakat 2014 de aynı saflardaydı. Yani
AKP’nin parti oyları, dolayısıyla iktidar partisini destekleyenler de
arkasındaydı. Sonuç olarak, belediye başkanı, % 5 oy farkı ile belediye
başkanlığını tekrar kazandı.
Bu
seçime dönecek olursak. Yine 2009 da olduğu gibi, adayların şahsi
olarak alabileceği oylarda bir düşüş olduğu kanısındayım. Hatta, eğer %
25 taban oyu olduğu doğru ise, tabandan da tam bir destek alınamamış
diye de değerlendirilebilir. Çıkan bu tablo, adayların profili ile
ilgili değil, az tanınması ile ilgili idi. Adayların aydın, demokrat ve
bilinçli olması, Çermik’lilerin oylarını almaya yetmedi.
Bu
sonucun bana göre bir çok nedeni vardı. Ama ana hatları ile en önemli
olanları sıralıyalım:
1.
Diğer kürt il ve ilçelerinde olduğu gibi, eş başkanlık sistemini
Çermik’te de hayata geçirmek zordur. Hele hele bir bayanın Çermik’te
belediye başkanı olarak seçilmesi çok ama çok zordur. Bir de bu baynaın
Çermikli olmamayışı, bir dez avantajdı. Eş başkanlık, 2014’te de
denenmişti. Parti yönetiminin bunda neden bu kadar israr ettiğini tam
olarak anlamadım. (Ben de bir bayanın eş başkan olması gerektiğini
savunanlardanım fakat burada bir realiteden bahsediyorum) 2014 de
alınan oylar, eş başkanlığa verilen oylar değildi. Bu kesin. Umarım HDP
bu yanılgıya düşüp, 2019 da bu yüzden bunu tekrar denememiştir.
2.
Her nekadar düzen eski düzen değilse de, Çermik’te halen feodalizim
tehakküm etmektedir. Yani aşiret, kirve, dost, akraba ilişkileri cılız
da olsa halen mevcuttur ve oylar üzerinde etkisi vardır.
AKP, DSP ve SP adayları yıllarca Çermik’te yaşadıkları için, bu ilişki
şekli onlar için bu seçimde bir avantajdı. Bunu seçimde aldıkları
oylardan görmek mümkün.
Saadet Partisi’nin adayının seçime kadar AKP li, daha doğrusu Çermik
kurucu kadrosundan olduğunu dikkate alırsak ve Saadet Partisi’nin
Çermik’te kayda değer oylarının olmadığını da hesaba katarsak (Saadet
Partisi 2014 de % 0.6 oy alırken bu seçimde % 16.09 oy almıştır),
aldığı oylar, adayın şahsına verilen oylardır. DSP adayında da keza bu
aynıdır. Yani aldığı oylar yine şahsına verilen oylardır.
Bu
hesapla yola çıkarsak, Çermik’te yaşayan ve siyaset ile ilgilenen bir
adayın partisine bakılmaksızın alması gereken oy, en az % 15 - 20
olması gerekirdi. Hatta eski seçimlerde, yani büyük şehir yasası
yürülüğe girmeden ve sadece Çermik merkezin belediye başkanını seçtiği
seçimlerde, bu rakam daha da yüksektir. HDP, iki aday ile yarıştığı
için, matematiksel olarak bunun iki katını alması mümkündü. Fazla
abartmayalım ama en az % 15 – 20 arası şahıslarına verilen oyları
olması gerektiği kanısındayım. Bu oy oranı daha yukarıları
çıkarılabilirdi elbette. Ya tanınmamış aday için çok ama çok iyi bir
seçim çalışması yapılacaktı, ya da tanınmış bir aday ile seçime
girilecekti.
3.
HüdaPAR da Çemik’te seçim sonucunu etkileyen bir faktör olarak
görülebilir. Bu faktör kuşkusuz AKP’nin lehinedir. Bu konuya aşağıda
değineceğiz.
Peki
HDP nin kazanma ihtimali varmıydı?
Gelin bu sorunun cevabını eski seçimlere göz atarak bulmaya çalışalım.
2004:
DSP: % 43.38 (Mehmet Akdağ)
SHP: % 31.32 (Ahmet Karakoç)
AKP: % 22.78 (Halit Ağachanlı)
CHP: % 1.09
2009:
DSP: % 43.6 (Mehmet Akdağ)
AKP: % 26.9 (Şeyhmus Ağaçhanlı )
DTP: % 24.4 (Suna Ünsal Aydın)
2014:
AKP: % 46.59 (Mehmet Akdağ)
BDP: % 41.96 (Cemal Aydın & Zuhal Odabaşı)
HDA: % 8.69
BTP: % 1.1
CHP: % 0.8
DSP: % 0
Görüldüğü
gibi şayet HDP 2014’ teki oylarını koruyabilseydi, bu seçimi rahatlıkla
kazanabilirdi. Zira AKP nin 2014’te aldığı oyların mantıken bu seçimde
üçe bölünmesi gerekirdi. Yıllarca AK Parti ilçe başkanlığı yapmış
birinin Saadet Partisi’nden aday oluşu, belediye başkanı ile aynı
aileden birinin DSP’den aday oluşu, AKP’nin oylarının üçe bölünmese
bile, en azından belirgin bir biçimde düşmesine neden oldu. AKP 2014’
de % 46.6 oy almışken, bu oran 2019’da % 40,07’ye düştü.
Bu
seçimde alınan % 40.07 nin içinde HüdaPAR’ın oyları da var. Çünkü
2014’teki seçimde, HüdaPAR kendi adayı ile seçime girmiş ve % 8.7 oy
almıştı. Bu rakam, resmi seçim sonucuydu. Bir de halk arasında dolaşan
bir dedikodu vardı ki, bu seçimde, doğru olabilme ihtimali daha da
güçlendi.
Söylenenlere
göre, Hüda-PAR 2014’te yani AKP ile HDP’nin başabaş yarıştığı dönemde,
alttan kısmen AKP’nin adayını desteklemişti. Eğer bu söylentiyi
varsayarsak, 2014’te AKP’nin kazanabilmesi için Hüda-PAR’ın, % 5’ lik
oyunun AKP gitmiş olması lazım. HüdaPAR’ın bu seçimde aday
göstermemesi, AKP tarafından ikna edildikleri anlamına gelir ve
dolayısıyla % 10-15 lik HüdaPAR potansiyeli AKP’ye Çermik’te belediye
başkanlığını kazandırmıştır diyebiliriz.
Aksi
taktirde AKP’nin bu dönem Çermik’te yalnız başına kazanması, hele hele
AKP’nin bağrından çıkıp rakip olanlara karşı kazanması, çok ama çok
zordu. Zira HüdaPAR‘ın 2014 de aldığı resmi oyları AKP’nin bu yıl
aldıği % 40,07 den düşeresek, % 30’ lara kadar inen AKP oyu çıkıyor. Bu
da demek oluyor ki AKP, % 16 ya yakın oy kayıb etmiştir. AKP tarafından
kaybedilen bu oylar DSP ve SP adayları talarafından paylaşılmıştır.
Peki
2014 de % 42 oy alan HDP’nin oyları kime gitti? Bu sorunun cevabı
sandık sonuçlarında gizli. HDP’nin oylarının Saadet Partisi ile DSP
arasında bölündüğü kesin. Zira HDP den AKP’ye oy kayacağına ben ihtimal
vermiyorum ki, seçim sonuçları da bunu gösteriyor. AKP den her iki
adaya giden oylara HDP’den giden oylar da eklenince, kaba hatları ile
hali hazırda önümüzde duran seçim sonuçları çıkıyor. Yani HDP’nin
oyları da DSP adayı ile SP adayı arasında paylaşılmıştır.
2019:
AKP: % 40,07 (Şehmus Karamehmetoğlu)
HDP: % 25.54 (Muharrem Şahin & Makbule Çakın)
DSP: % 17.41 (Nurettin Akdağ)
SP: % 16.09 (Seyit Kaya)
Sonuç
olarak şu tespitler yapılabilir:
1.
Eşbaşkanlık modelini Çermik’te ısrarla ve inatla uygulamayı denemek,
HDP’ye sadece seçim kaybettirir
2.
Çermik gibi bir ilçede, tanınmamış birininin seçimi kazanması çok
zordur. Hele Çermik‘li olmayan birinin kazanabilmesi imkansızdır.
Yukarıda da belirttiğim gibi; Ya tanınmamış aday için çok ama çok iyi
bir seçim çalışması yapılmalı, ya da tanınmış bir aday ile seçime
girilmeli.
3.
Homojen bir etnik yapıya sahip olmayan Çermik‘te, HDP, sadece Kürt
seçmenine hitap eden adaylar yerine, Çermik yerli halkının, yani
„Kakolar’ın“ da seçebileceği bir aday ile seçimlere girmeli.
4.
Diğer kürt bölgelerine özenerek, Çermik’te de, bir bayanı belediye
başkanı adayı olarak göstermek – ki ben de bir bayanın olmasından
yanayım – Çermik’teki siyaseti anlamamak demektir.
5.
Şayet Çermik halkının oyları kazanılmak isteniyorsa, Çermik halkının
yaptığı tercihi eleştirmek yerine, halkın bu tercihi neden yaptığına
kafa yorulmalı. Yani seçim sonuçları iyi analiz edilmeli. Çünkü halk,
yeri geldiğinde, şartlar ve aday uygun olduğu zaman, yani 2014’de
olduğu gibi, HDP‘ye % 42 oranında oy da verebiliyor.
6.
Eğer amaç Çermik’e hizmetse, aydın, demokrat ve tarafsız bir Çermikli
bağımsız oturabilir. HDP’de dışarıdan destekleyebilir. Yani illaki
HDP’den aday olması şart değil. Aşiretciliğin - cılız bile olsa - halen
hüküm sürdüğü bir ilçede, bütün aşiretler tarafından olmasa bile,
toplumun geniş bir bölümü tarafından kabul görmüş, nötr bir aday
olabilir mesela
NOT: Saydığım faktörlerin yanısıra, sosyal medaydan bana gönderilen
iletilerde, „bir torba çimento ve on tuğla için geleceğini satanları unuttuğumu
yazan arkadaşlar oldu. Bu yüzden burada bu faktörü de not etme ihtiyaci duydum.
Her seçimde olduğu gibi, bu seçimde de, fakir insanların
yoksulluğunu firsat bilip, çıkara ceviren siyasetciler olmuştur. Bu sürekli var
olan bir durumdu. Özellikle iktidar partisi bunu her zaman türkiye siyasetinde
bir avantaj olark kullanmış ve oy dağılımına yansıtmayı başarmıştır.
Çermikte'de keza her seçim böyle ahlaki olmayan olayların yaşandığı
herkes tarafından aşinadır. Fakirlik olduğu sürece de, bu tür olaylar yaşanacaktır.
Bizim diyebileceğimiz sadece;
İnsanlar oylarını dolayısıyla geleceklerini bir torba çimento
ve on tuğlaya degişmediği seçimler yaşamak dileği ile...